Narın hasretiyle feryadlar yandı
Hilafsız ağlamak bana mı düştü
Dertli bülbül gibi yasın methini
Karalar bağlamak bana mı düştü
Geçti ömrüm gurbet elde yel gibi
Acep bende gülermiyim el gibi
Yaz ayında engin akan sel gibi
Coş edip çağlamak bana mı düştü
Sıtk-ı intizarla gözüm yollarda
Bülbül gibi arzum kaldı güllerde
Gahi sahralarda gahi çöllerde
Ah edip ağlamak bana mı düştü