Sus, kimseler duymasın
Duymasın ölürüm ha
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra
Yağıyor yeşil
En uzak o adsız ve kimselersiz
O yitik yıldızda duyuyor musun
Bir stradivarius inler kendi kendine
Yayı reçinesi köprüsü yeşil
Önce bendim diyor ve sonra benim
Ölümsüz güzel ve çetin
Ezgisidir dolaşan bütün evreni
Bilinen bilinmeyen ıssızlıkları
Canımı tüylerimi sarmada şimdi
Kendi rüzgarıyla vurgun
Sarıyor yeşil
Rüya bütün çektigimiz
Rüya kahrım rüya zindan
Nasıl da yılları buldu
Bir mısra boyu maceram
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi
Bilmezler nasıl sevdik
İki yitik hasret
İki parça can
Çatladı yüreği çakmaktaşının
Ağıyor gök kuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su
Ağıyor yeşil
Yivlerinde yeşil güller fışkırmış
Susmuş bütün namlular
Susmuş dağ
Susmuş deniz
Dünya mışıl mışıl
Uykular derin
Yılan su getirir yavru serçeye
Kısır kadın maviş bir kız doğurmuş
Memeleri bereketli ve serin
Sağıyor yeşil
Aydım yarı gecede
Neron çocuk kitaplarında çirkin bir surat
Ve Sezar’sa bir ad yıkıntılarda
Ama hançer taşı sanki
Koca Kartaca
Hani kibrit suyu vermişlerdi üstüne
Bak nasıl alıyor yiğit
Binlerce yıl da sonra
Alıyor yeşil
Vurur dağın doruğundan
Atmacamın çalkara
Yalın gölgesi
Kuş vurmaz tavşan almaz
Ama aç azgın
Köpek balıklarıydı parçaladığı
Bak Tiber saygılı suskun
Bak nilüfer dizisi zinciri
Bunlar bukağısı kolbağlarıdır
Cihanın ilk umudu ilk sevgilisi
Ve ilk gerillası Spartakus’un
Susuyor yeşil
Sus kimseler duymasın
Duymasın ölürüm ha
Aymışam yarı gece
Seni bulmuşam sonra
Seni kaburgamın altın parçası
Seni dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi
Ruhum
Mısra çekiyorum haberin olsun
Çarşıların en küçük meyhanesi bu
Saçları yüzümde kardeş çocuksu
Derimizin altında o olüm namussuzu
Ve Ahmed’in işi ilk rasgidiyor
İlktir dost elinin hançersizliği
Ağlıyor yeşil
Ahmet Kaya
Ahmed Arif